Murat

  • Ankara
  • Mesajlar: 35
  • Meslek: Çiftçi
OYM
Kıdem:

BRUSELLOZ (YAVRU ATMA HASTALIĞI)


HASTALIĞIN EKTENİ
Halk arasında “Yavru atma”, “Malta humması”, “Dalgalı humma” ve “peynir hastalığı” olarak bilinen bu hastalığa Brusella spp isimli bir bakteri neden olmaktadır. Hastalığa süt havyanı yetiştiriciliği yapılan birçok ülkede sıkça rastlanmaktadır. Ülkemizde de Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgelerimizde oldukça yaygındır. Brusella sp. sığır, koyun, keçi ve domuzlarda yavru atma, kısırlık ve meme hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olur. Mikrop, hasta hayvanların süt, atık yavru zarları (son’u) ve yavru suları ile çevreye bulaşıp, insanlarda da hastalık meydana getirir.

BULAŞMA YOLLARI
Bruselloz insanlara genellikle hasta hayvanlardan elde edilen çiğ süt ve süt ürünleri ve çiğ ya da iyi pişmemiş etlerin tüketilmesi ile bulaşmaktadır.

Hastalığa yakalanmış gebe hayvanlar, yavru atma veya doğum esnasında özellikle cenin, cenine ait sıvılar ve yavru zarları aracılığı ile mikrobun çevreye bulaştırılmasına neden olurlar. Bu nedenle söz konusu materyallerle temas eden veteriner hekimler ve yardımcıları, çiftçiler, çobanlar, hayvan bakıcıları, kasaplar, mezbaha çalışanları ve avcılar hastalık açısından risk altındadır.

Hayvanlarda bulaşma ise başlıca sindirim sistemi, sağlam veya hasarlı deri dokusu, göz mukozası, çiftleşme ve sağım sırasındaki hatalar sonucunda meme yoluyla olur.

Brusellalı hayvanın gübresi kullanılarak yetiştirilmiş veya hayvan idrarı ile bulaşmış sebzelerin de bulaşma da rol oynayabileceği bildirilmiştir.

KLİNİK BELİRTİLER
Hayvanlarda en belirgin klinik bulgu yavru atmadır. Ayrıca diz eklemlerinde şişlikler ve memede iltihaplanmalar görülebilir. Erkek hayvanların testislerinde (erbezleri) büyüme ve şişliklerle kendini belli eder.

İneklerde yavru atmalar genellikle gebeliğin altıncı ila sekizinci aylarında, koyun ve keçilerde gebeliğin ileri devrelerinde olur.

Bruselloz belirtileri insanlarda zaman zaman yükselen ve normale dönen, dalgalı ateşle başlar. Ağır grip geçiriliyormuş gibi bitkinlik, yorgunluk, baş ağrısı ve halsizlik hissedilir. Eklemlerde romatizmaya benzeyen şiddetli ağrılar görülür. Brusella hastalığı olan insanlar özellikle geceleri sebepsiz olarak terlerler.Nefes darlığı, kabızlık/ishal ve deri döküntüsü görülebilir. Erkeklerde testislerde (erbezlerinde) şişlik ortaya çıkabilir. Ayrıca oluşan yüksek ateş sonucunda kısırlık meydana gelebilir.

(Eklem Şişliği) (Deri Döküntüleri)
Bruselloz hastalığı, teşhis ve tedavi edilmesinde geç kalındığı ya da ihmal edildiği durumlarda vücuttaki hayati organ ve sistemler, zarar görerek hayati tehlike oluşturur. Örneğin. beyinde menenjit ve beyin apseleri, kalp ve damar sisteminde kalp kası iltihabı (%2), ölümlerin çoğu buna bağlı olarak gelişir. %75 oranında ana atar damar kapağı ve kalp kapakçıkları tutulumu vardır.
Ayrıca karaciğer, dalak ve böbreklerde iltihaplanma ve apseler meydana getirir. Kas ve iskelet sisteminde harabiyete neden olur.

Bruselloz, tedavisi insanlarda mümkün olan bir hastalıktır. Bruselloz hastalığına yakalanan kişiler fazla zaman kaybetmeden hemen sağlık kuruluşlarına başvurmalı ve ilgili uzman doktorlar tarafından tedavi edilmelidir.

TEŞHİS
Teşhis için laboratuvara gönderilebilecek numuneler ve klinik teşhis için dikkat edilmesi gereken hususlar:
Bakteriyolojik muayeneler için: Sahadan alınan örneklerin kültüründen iyi bir sonuç alınması, dikkatli bir şekilde hazırlanma ve laboratuvara gönderilme şekline bağlıdır. Örnekler alındıktan hemen sonra soğutulmalı ve 12 saatten fazla sürecek yolculuklar için ise dondurulmalıdır. Örnekler, içinde kuru buz yada onun yerini tutacak miktarda buz aküsü bulunan polyester köpük kutulara konulmalıdır.
Bruselloz Teşhisi İçin Laboratuvarlara Aşağıdaki Numuneler Gönderilmelidir.
Süt: Meme uçları yıkanıp dezenfekte edildikten sonra steril bir şişeye her memeden eşit olarak toplam 20 ml süt alınır ve soğuk şartlar sağlanarak laboratuvara gönderilir. Steril şişe bulunamıyorsa numunenin alınacağı şişe önceden10-15 dakika kaynatılmış olmalıdır.
Vajinal Svaplar: Koyun, keçi ve sığırlardan vajinal svaplar veteriner hekim tarafından dışkı ile temas ettirilmeden ve vajinanın derin bölgelerinden alınmalıdır.
Vajina akıntısı: 10 ml vajina akıntısı steril bir kap içinde laboratuvara gönderilir.
Kan kültürü: Kan, veteriner hekim tarafından sitratlı kan tüpüne veya şırıngaya 10 ml alınır.
Yavru zarları: Veteriner Hekim tarafından dikkatli bir şekilde incelenmeli, en sağlıksız görünen kotiledonlar alınıp kültür için laboratuvara gönderilmelidir.
Atık Cenin: Atık ceninin kültürel muayene için alınacak en uygun numunedir.

Serolojik muayeneler için:
Kan ve kan serumu: Steril bir tüpe 10 ml kadar alınır ve serumu çıkartılarak laboratuvara gönderilir. Ulaşım birkaç gün sürecekse alınan kan serum örneklerinin içine koruyucu maddeler ilave edilir.
Süt numunesi: Meme uçları yıkanıp dezenfekte edildikten sonra steril bir şişeye her memeden eşit olarak toplam 20 ml süt alınır. Laboratuvara ulaşması birkaç gün sürecekse içine koruyucu olarak %2 oranında %5’lik formalin katılır.

KORUNMA YOLLARI
AŞILAMA:
Eğer sürülerimizi Bruselloz’dan korur ve hayvanlarımız arasında yayılımını önlersek, insanların da hastalığa yakalanmasını önlemiş oluruz. Sürülerimizi Bruselloz’dan korumanın en etkili ve en ucuz yolu onların bu hastalığa karşı aşılanmalarıdır.

3-6 aylık yaştaki tüm dişi ve erkek küçükbaş hayvanların (kuzu, oğlak) aşılanması önemlidir. Ancak çeşitli nedenlerle aşılanmamış ve erişkinliğe ulaşmış koyun ve keçilerinde Bruselloza karşı hayatları boyunca bir kez göz-damla aşısıyla aşılanmaları yeterlidir.

Sığırlarda ise 3-6 aylık yaştaki tüm dişi buzağıların Bruselloza karşı hayatları boyunca en az bir kez göz-damla aşısıyla aşılanmaları bu hastalığa karşı bağışık olmaları ve korunmaları için yeterlidir.

HİJYENİK ÖNLEMLER:

Brusellozdan korunmak için, tüketilen süt ve süt ürünleri kaynatılarak veya pastörize edilerek hazırlanmalıdır.
Pastörize olmamış veya iyice kaynatılmamış süt ve bu sütlerden yapılan peynir, krema, tereyağı, dondurma gibi süt ürünleri tüketilmemelidir. Yine bu nedenle şüpheli ürünlerin tüketiminden de kaçınılmalıdır.
Sürüde atık vakaları görüldüğünde hemen bir veteriner hekime haber verilmeli ve hastalığın teşhisi konulduktan sonra hayvanlar mutlaka aşılanmalıdır. Bruselloz hastalığı teşhis edilen hayvanlar, damızlıkta kullanılmaz ve yetiştiricilerimize tazminatı ödenerek imha edilir
Risk altındaki meslek gruplarının (mezbaha işçileri, et paketleyicileri, veterinerler, hayvancılıkla uğraşanlar, laboratuvar çalışanları v.b) eldiven ve tüm kollarını örten giysiler giymeleri, gözlük ve maske takmaları gerekmektedir.
Yetiştirme yapılan ahır ve ağıllara kuşların ve fare vb. kemirgenlerin girmemeleri için önlemler alınarak, bu hayvanların hastalık mikrobunu taşıma ve yaymalarının önüne geçilmelidir.

DEZENFEKSİYON:

Hayvan yetiştiricileri, infekte yavru ve yavru zarları ile temas etmiş olan tüm maddeleri, atıkları (yem, saman, gübre, çöp vb) çıplak el ile dokunmadan ve koruyucu kıyafetlerle önlem alarak bu maddeleri yakmak yada uygun derinlikte gömmek suretiyle imha etmelidir. Ahır ve ağıllarda dezenfeksiyon uygulanmalıdır.
Enfekte bir sürüden hayvanların, hayvan materyallerinin veya bu tür hayvanlarla temas etmiş olan madde ve malzemelerin taşınmasını müteakip bütün nakil araçları, konteynerler ve ekipman temizlenir ve dezenfekte edilir. Bu tür hayvanlar için kullanılan yükleme alanları da kullanım sonrası temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Kullanılan dezenfektan ve uygun dezenfektan konsantrasyonları yetkili kişilerce belirlenmelidir.
Atık yavrular ve yavru zarları, başka hayvanların (kedi, köpek, çakal, tilki vb.) tüketmesini engelleyecek şekilde derin bir çukur açılarak, üzerine mümkünse dezenfektan maddeler dökülerek, bulunamıyorsa sönmemiş kireç atılarak ya da yakıldıktan sonra çukuru örtmek suretiyle gömülerek imha edilmelidir.

Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki Brusellozun kontrolü ve tamamen yok edilmesi çalışmalarında sektörler arası işbirliği büyük önem arz etmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, iletişim sektörü, gıda sektörü, yetiştiriciler ve mahalli idarelerin koordinasyon içinde çalışması gerekmektedir.